|
Ya
öğrenen veya
öğreten ya da
öğrenme ortamları
inşa eden ol;
yoksa yok
olursun. |
|
Geçmiş
yüzyıllara göre her şeyin daha hızlı
değiştiği farklı insanlar ve kurumlarla
birlikte yaşama gereğinin daha da
arttığı asrımızda; çocukluktan hayatın
sonuna kadar farklı gayelerle de olsa
sürekli öğrenmek zorundayız. Öğrenme,
birlikte yaşama kültürü’nün geliştiği
kurumlarda daha iyi gerçekleşmededir.
Bilgi çağına girmiş ve hayli yol almış
dünyanın öğrenme kültüründen kopmamak ve
bir bayrak yarışı gibi kabul edilen bu
sürece dahil olmak için, nesiller
arasındaki sağlıklı iletişimi bir an
önce kurmalıyız.
Her bir öğrenme olgusu, belli bir
düşünce kabiliyeti veza çerçevesi ile
gerçekleştirildiği için, her bir öğrenme
şekli aynı zamanda bir düşünme tarzıdır.
Bu noktadan her insan, farkında olsun
veya olmasın, değişik seviyelerde
düşünürken öğrenir, öğrenirken düşünür.
Bu konuda bir büyüğümüzün sözleri
....Eğer nesillerin dimağları
yaşadıkları devrin fenleriyle, gönülleri
de ötelerden gelen esintilerle
donatılarak; ruhlarında birer fener
halinde tarih menşuruyla onları geleceğe
baktırabilirsek inanın; bu uğurda
sarfettiğimiz şeylerin en küçük parçası
dahi heder olmayacaktır! Heder olmak
şöyle dursun, kat kat fazlasını dahi
alacağımız söylenebilir. Hatta
diyebilirim ki, nesillerin
yetiştirilmesi uğrunda harcanan her
kuruş, o sağlam gönüllerde, o terbiye
görmüş ruhlarda, adeta bir irad kaynağı
haline gelecek, bizler de milletçe,
bitip tükenme bilmeyen bir hazine elde
etmiş olacağız.”
Şahin
İlgen
|