|
Toplumun çekirdeği
ailedir... |
|
Anne baba ve çocukların oluşturduğu
toplumun en temel birimine aile denir.
Aile, en ilkel toplumdan en modern
topluma kadar tüm medeniyetlerde
mevcuttur. Zira insanoğlu doğumundan
itibaren toplu halde yaşamaya meyilli
yaratılmıştır. Bir kimsenin tek başına
hayatını sürdürebilmesi ve mutlu olarak
yaşayabilmesi mümkün değildir. Bu açıdan
aile kurumu, insanın en temel
ihtiyaçlarının karşılandığı ve insanın
insan olarak yaşayabilmesi için gerekli
olan ortamın hazırlanması için en
değerli ve gerekli kurumdur.
Bütün
insanlık ilk insan Hz. Adem’deni bu yana
aile kurumunu muhafaza etmişler ve
nesillerini bir sonraki nesile
aktarmışlardır. İnsanın neslini devam
ettirebilmesi ve mutlu yaşabilmesinin en
önemli merhalesi evlilik yoluyla kurulan
aile kurumu sayesindedir. Bunun için tüm
semavi dinler, evlilik müessesesinin
önemi hakkında gerekli açıklama ve
uyarıları yaparak, insanoğlunun aile
kurumuna gerekli ehemmiyeti göstermesini
telkin etmiştir.
Yüce
dinimiz İslam, ailenin önemini her
fırsatta dile getirmiş, gerek Kur’an-ı
Kerim, gerek se Hadis-i Şerifler, aile
ve evlilik hakkında tüm insanlığa
evrensel anlamda çok önemli mesajlar
vermişlerdir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyrulmaktadır. ‘Kendileri ile huzur
bulasınız diye sizin için türünüzden
eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve
merhamet var etmesi onun (varlığının ve
kudretinin) delillerindendir.’
Aile
toplumun en önemli birimi olduğu için,
aile içinde olup biten her olay o ailede
yaşayan tüm bireyleri etkilemektedir.
Esasen ailenin en önemli görevi, toplumu
meydana getiren bireyleri manevi açıdan
yetiştirmek, kişiye manevi açıdan
verilmesi gerekenleri vermektir. Yani
aslında her aile, her anne-baba, kendi
ailesindeki fertleri eğiten birer
öğretmen, her aile de aynı zamanda bir
okuldur.
Aile
toplumdaki en önemli kurum olmasına
rağmen eğer anne-babalar bu kurumda
kendilerine düşen görevleri hakkıyla
yapmıyorlarsa, topluma en büyük kötülüğü
yapıyorlardır. Bir ailenin topluma
yapabileceği en büyük kötülük, ailedeki
çocuklara sahip çıkmamak, onların
eğitimi ve diğer görevleri hakkında
ihmalkar davranmaktır.
Hz.
Peygamber (s.a.v) buyuruyor ki: Her
doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar.
Sonra anne-baba hristiyan ise onu
hristiyan olarak yetiştirir, Yahudi ise
Yahudi olarak yetiştirir, Mecusi ise
Mecusi olarak yetiştirir.
Dinimiz
aileyi kutsal bir kurum olarak görür.
Aile topumun temel taşıdır. Sağlam ve
düzenli ailelere sahip olan toplumların
da güçlü olduğu her devirde görülmüştür.
Aile yaşamı bozuk olan toplumlar ise er
geç çöker ve yok olurlar.
Ailedeki
dirlik ve düzenlik topluma da yansır.
Bozukluk topluma da geçer. Bunun için
aileyi daima güçlü tutmak, aile
yaşamının bozulmasını önlemek gerekir.
Bu da ailevi görevlerin iyi bilinmesi ve
titizlikle yerine getirilmesi ile mümkün
olur.
Geleceğimizin
teminatı olan, geleceğin dünyasını
şekillendirecek olan ve kendi ailelerini
de yetiştirecek olan ve en önemlisi
Rabbimizin bizlere emaneti olan neslimiz
için her davranışımız, her sözümüz,
onların binasını oluşturan bir tuğla
niteliğindedir. O halde en temelde
anne-babalar, çocuklarının her zaman iyi
bir insan olmasını arzu ederler. İyi
insanları yetiştirmek her anne-babanın
görevidir. Fakat en önemli görevimiz
olan neslimizi iyi yetiştirmek
hususunda ihmalkarlıklarımızın maalesef
çok fazla olduğunu üzülerek müşahade
etmekteyiz.
|