|
Eğitim..
Eğitim.. Eğitim.. |
|
Eğitim Hakkı
Toplumsal entegrasyonun ve sosyal
dengenin kurulması, her şeyden önce
herkese eşit eğitim şansının
verilmesiyle mümkündür.
Anayasalarda ve kanunlarda eğitim bir
hak olarak tanımlanmaktadır:
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Beyannamesinde: “Her insan eğitim
hakkına sahiptir.”
(Menschenrechtsartikel
26: "Jeder Mensch hat das Recht auf
Bildung.")
denilmektedir.
Alman Anayasasının eşitlik prensibi,
insanların dil, din, ırk, geldikleri
ülke, politik ve dini görüşleri veya
özürlü olmaları nedeniyle eğitim
hakkından mahrum edilemeyeceğini açıkça
belirtmektedir.
(Das
Verfassungsprinzip der
Gleichberechtigung verbietet es,
Menschen wegen des Geschlechtes, der
Abstammung, Rasse, Sprache, Heimat und
Herkunft, des Glaubens, der religiösen
oder politischen Anschauungen oder einer
Behinderung wegen beim Erwerb von
Bildung zu benachteiligen oder zu
bevorzugen.)
Göçmen
ailelerin çocukları - Fakir çevreden
gelen çocuklar
Sosyal bakımdan fakir olan çocuklar,
eğitim yönünden de fakir kalmaktadır.
Gelinen sosyal çevrenin durumu ile
okullarda verilen eğitim fırsatı
arasındaki doğrudan ilişki özellikle
Bavyera Eyaletinde açıkça görülmektedir.
Özellikle fakir ve sosyal yönden zayıf
bir çevreden gelen çocukların
okullardaki başarısızlık oranı daha
yüksektir. Sosyal bakımdan zayıf olmak,
adeta eğitim alanında da başarısızlık
anlamına gelmektedir.
(„Bildungsverlierer in Bayern sind arme
Kinder und Kinder aus Migrantenfamilien.
Nirgendwo sonst ist der Zusammenhang
zwischen sozialer Herkunft und
Bildungsbeteiligung so hoch wie in
Bayern. Soziale Armut bedeutet
Bildungsarmut.
Das Recht auf Bildung ist für jeden
jungen Menschen bestmöglich einzulösen -
unabhängig von seiner sozialen,
regionalen und ethnischen Herkunft.“ -
Waltraud Lučić,
Vizepräsidentin des
Bayerischen Lehrer- und
Lehrerinnenverbands - BLLV)
Almanya’da
fakirler
ile zenginler arasındaki makasın son
yıllarda fakirler aleyhine açıldığı OECD
tarafından da tespit edilmiştir. Kötü
gidişten en çok fakir aile çocukları
etkilenmiş, fakirliğin doğrudan
etkilediği çocukların oranı %11’den
%16’ya yükselmiştir.
(Schere zwischen
Arm und Reich öffnet sich weiter -
In Deutschland driften Arm und
Reich immer weiter auseinander. Die
Ungleichheit bei den Einkommen und die
Armut - gerade auch von Kindern - haben
hierzulande in den vergangenen Jahren
nach einer OECD-Studie stärker
zugenommen als in anderen Ländern. ...
So stieg die Armutsquote bei Kindern von
11 auf 16 Prozent. -
Donaukurier,
21.10.2008)
4 yıllık
ilkokul sonunda yönlendirme
Bilindiği
gibi, halen yürürlükte olan Alman okul
sistemine göre, ilkokula giden
öğrencilerin hangi okula gideceği,
dördüncü sınıfın sonunda, sınıf
öğretmenleri tarafından karara
bağlanmaktadır. Sınıf öğretmenlerinin
vereceği kararların, öğrencilerin
aldıkları notlara ve uyum durumlarına
göre yapılması gerektiği katı kurallara
bağlıdır. Ancak uygulamada bu ayırımın
adil olarak yapılmadığı, Mainz Gutenberg
Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada
ortaya çıkarılmıştır.
Yapılan ayırım sonuçlarına göre, ilk
sırada akademisyenlerin ve toplumun üst
tabakalarında yer alanların çocukları
liseye yönlendirilmektedir. Sosyal
bakımdan zayıf olan kesimden gelen
çocuklar, aynı başarıyı göstermelerine
rağmen liselere değil, Hauptschule’ye ya
da Realschule’ye gönderilmektedir.
(SKANDALÖSES
SCHÜLER-LOTTO - Lehrer lassen arme
Kinder zu selten ans Gymnasium. Aufs
Gymnasium schaffen es in erster Linie
die Privilegierten, nämlich Kinder gut
betuchter Akademiker. Schüler aus einer
niedrigen sozialen Schicht haben weitaus
schlechtere Karten beim Schulübergang.
Und zwar auch bei gleicher Leistung. - SPIEGEL,
11. September 2008)
Bavyera Eyaleti için verilen aşağıdaki
istatistik rakamları incelendiğinde,
yabancı öğrencilerin ve özellikle Türk
öğrencilerin eğitim eşitsizliğinden
yüksek oranda etkilendikleri
açıkça göze çarpmaktadır. Bavyera’da
liseye (Gymnasium) giden Alman
öğrencilerin oranı %37 iken, bu oran
Türk öğrenciler için %9,1’dir. Aynı
şekilde, Hauptschule’ye giden Alman
öğrencilerin oranı %39,3 iken, bu oran
Türk öğrencileri için %79,3’tür.
Bugün Almanya genelinde okula giden
öğrencilerin %8’i gittikleri okullardan
diploma almadan ayrılmaktadır. Aynı
şekilde gençlerden %17’si meslek
eğitimini yarıda bırakmış veya hiç
meslek eğitimi görmemiştir. 22.10.2008
tarihinde Dresden’de Federal Almanya
eyalet başbakanlarıyla yapılan eğitim
zirvesinde, 2015 yılına kadar bu
oranların yarıya düşürülmesi karara
bağlanmıştır.
(Schul- und
Ausbildungsabbruch verringern -
Der Quote der Schulabgängerinnen und
Schulabgänger, die ohne Abschuss die
Schule verlassen, soll bis 2015 von acht
auf vier Prozent gesenkt werden. Ebenso
soll auch die Zahl der Jugendlichen ohne
abgeschlossene
Berufsausbildung verringert werden, von
heute 17 auf 8,5 Prozent. -
www.bundesregierung.de,
22.10.2008)
Bu
kararla, Almanyadaki eğitim
politikasından sorumlu Eyalet
temsilcileri, okullardaki eğitimin kötü
sonuçlarını da üstlenmekte ve
istenildiği takdirde yeterli maddi
desteğin sağlanması ve gerekli
organizasyonun yapılması sayesinde büyük
oranda düzelmeler olabileceğini kabul
etmektedirler.
Çözüm?
Okullardaki eğitim ve öğretime gereken
önem ve öncelik verildiği takdirde,
hangi kesimden gelirse gelsin zayıf olan
çocuklar başarıya götürülebilir. Bu,
özellikle okul öncesi verilecek anadil
ve Almanca kursları yardımıyla ve okul
sırasında ek Almanca dersleri ve rehber
öğretmenlerin desteğiyle kolayca
sağlanabilir. Hauptschule’ye giden
gençlere yeteri kadar zaman ayrılmadığı
apaçık ortadır. Bu gençler, gittikleri
okulları „ders yapılan hapishane“
(„Unterrichtsvollzugsanstalt“)
olarak algılamakta ve orada pek çok
sorunlarla karşılaşmaktadır. Almanya
genelinde her
yıl
yüzde 20’den fazla Türk genci, bir okul
bitirememiş „diplomasız“ ve bir meslek
öğrenmemiş „mesleksiz“ kişiler olarak
toplumdaki sorunlu kişiler arasında
yerlerini almaktadır.
Yukarıda verilen bilgilerden gerekli
sonucun çıkarılması neticesinde, Türk
öğrenci velilerinin, çocuklarının
eğitimine ayrı bir önem vermeleri
gerektiği apaçık ortadır. Veliler,
anaokulundan başlamak üzere çocuklarının
eğitimiyle yakından ilgilenmek ve
onların gittikleri okullarda başarılı
olmaları için her türlü önlemi almak
zorundadır. Bu konuda yapılacak her
girişim, ileride mutlaka çok faydalı
sonuçları beraberinde getirecektir.
Veliler
çocuklarının okullardaki durumlarıyla
yakından ilgilenmedikleri takdirde,
yukarıda belirtilen olumsuz sonuçlar
devam edecek ve çok sayıda Türk genci
Alman toplumunda alt tabakalarda yer
alacak veya kötü yollara düşerek
hapishaneleri boylayacaktır.
Anne ve babalardan, çocuklarının eğitimi
ile ilgili sorumluluklarının bilincinde
olmalarını önemle rica ediyoruz.
(Für den
Erfolg der türkischstämmigen Kinder
müssen sich die Eltern ihrer
Verantwortung bewusst sein und sich
ständig für den Erfolg ihrer Kinder in
der Schule und in der Gesellschaft
bemühen. Ansonsten wird sich die oben
dargestellte Situation dieser Kinder
weiter verschlechtern, und sie werden
später selber darunter leiden bzw. keine
nützlichen Bürger sondern eher eine Last
für ihre Familien und für die hiesige
Gesellschaft sein.)
|